- savruk
- destbelav
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
savruk — sf., ğu 1) Aklını işine vermeyen, dikkatsiz Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leyla, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu. R. N. Güntekin 2) Yersiz para harcayan, tutumsuz 3) Düzensiz, dağınık Savruk bir çalışma … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikkatsiz — sf. İşinde dikkatli davranmayan, dalgın, savruk, özensiz İnsan tanımayan dalgın, dikkatsiz biletçi de kötüdür. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesapsız — sf. 1) Hesabı tutulmayan 2) Sayılamayacak kadar çok olan Şimdiye kadar hesapsız vaatlerde bulundu ama hiçbirini tutmadı. 3) mec. Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan Hesapsız bir işe girişti. 4) mec. Ölçüsüz, tutumsuz, savruk, müsrif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
langır lungur — zf. 1) Metalsi bir ses çıkararak Araba langır lungur bozuk kaldırımdan geçti. 2) mec. Dikkatsizce, savruk bir biçimde Onun langır lungur söylemesine bakmayın … Çağatay Osmanlı Sözlük
savrukluk — is., ğu Savruk olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tertipsiz — sf. 1) Dağınık, düzene konmamış, düzensiz 2) Savruk, dağınık, intizamsız (kimse) 3) zf. Düzensiz bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
İVEDİ — Aceleci, savruk. Çabuk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük